‘’Eğer bir çocuk oyun oynarken tüm varlığını çevresindeki dünyaya aktarabiliyorsa, ileride hayatın getirdiği ciddi işlerde de kendini güvenli bir şekilde dünyanın hizmetine adayabilecektir.’’   

Rudolf Steiner

Yaşadığımız bu zor günlerin içinde hala umutla, sabırla ve sevgiyle bir arada olabildiğimiz evin sıcaklığını ve bu kıymetli anını düşününce, her gün ‘’İyi ki!’’ diyorum.

Çocuklar, yetişkinlerden farklı olarak, dünü ve yarını düşünerek değil, anda kalarak, anı yaşayarak yol alırlar. Bu anlarda onlara sunduğumuz ortamlar önemlidir.

Bu ortamın; üretebilmelerine, özellikle oyunlarında kendilerini var edebilmelerine olanak sağlaması kıymetlidir. Bedenlerini rahatça kullanabildikleri, duyusal ihtiyaçlarının karşılanabildiği ortamların, çocukların ruhsal bedenlerine ne denli şifa verdiğini bir düşünelim?

Çocuklara yuvadaki gibi kendilerini ifade edebilecekleri alanlar yaratılabilir. Bu alanlar; Oyunlarını rahatça oynayabildikleri, istedikleri gibi inşa edebildikleri malzemelerin olduğu, üretebildikleri ve sanatla sürekli temas halinde oldukları özel alanlardır.

Bu alanlar nasıl oluşturabilir?

Hazırlık sürecine çocuğunuzu da dahil edip, bu alanları birlikte hazırlayabilirsiniz;

*Rafların bazı bölümlerinde örgü rulolarla dolu sepetler, ahşap oyuncak sepetleri, tren veya araba sepetleri, doğal malzeme sepetleri ayrı ayrı dizilebilir.

*Başka bir alanda da evcilik köşesi oluşturulabilir; Porselen evcilik takımları, bebekler kıyafetleri, çeşitli minderler, çeşitli renkte örtüler, kumaşlarını asabilecekleri ipten çamaşırlık ve mandallar, ütü masası, küçük yemek masası, çeşitli küçük kilimler, battaniyeler, çeşitli kostümlerin olduğu bir bavul ve içine girebilecekleri örtüden yapılmış kapalı bir alan çocuklara her zaman heyecan ve keyif verir.

*Bununla birlikte masa tiyatrosu yapabilecekleri peluş oyuncaklar, parmak kuklaları veya sizin de yapabileceğiniz keçe kuklalar yine belli bir alanda bulundurulabilir.

*Dinlenebilmeleri ve kitaplarına bakabilmeleri için çeşitli minderlerle bir dinleme köşesi de oluşturabilirsiniz.

*Denge denemeleri yapabilecekleri halatlar, kalaslar, kalın ve uzun dallar, sandalyeler, masalar ve büyük minderlerle de hareketli oyunlar oynamalarını sağlayacak ortamlar oluşturabilirsiniz.

*Çocukların odalarında veya evin belli bir alanında canlı çiçeklerin olduğu, düzenli olarak bakımını yapabilecekleri köşeler oluşturmakta çok kıymetlidir. Aldıkları sorumlulukla birlikte, büyüyen, yeşeren, çiçek açan bir canlının varlığına şahit olmak tarifsiz bir duygudur.

*Yine çeşitli müzik aletlerinin olduğu bir köşe hazırlamak ve ailecek, müzik akşamları yaratmak çok keyifli olacaktır.

*Yaşamın ilk 7 yılında baş, kalp ve ellerin dengeli şekilde çalışması için yuvada sunduğumuz alanlardan biri de sanat köşesidir; Çeşitli boyaların, makasların, kağıtların, fırçaların olduğu, dikiş yapabilecekleri iplerin, iğnelerin ve kumaşların olduğu, örgü malzemelerinin bulunduğu, istediklerini özgürce üretebildikleri bir ortamı da çocuklara sunabilirsiniz.

Evde bu alanları yaratmak için çeşitli malzemelerden kendi oyuncaklarınızı da üretebilirsiniz. Örneğin; Bebek kıyafetleri dikmek, hareketli oyunlarda kullanabilecekleri bir oyuncak at yapmak, denge parkuru yaratmak, çamaşır askılığı hazırlamak, kullanılmayan küçük mutfak malzemelerini bu alana dahil etmek, örgüden rulolar örmek, yine varsa kullanılmayan bebeklik kıyafetlerini oyuncak bebeklere giydirmek, el veya parmak kuklaları yapmak, müzik aletleri üretmek, vb. oyuncakları sizler de hazırlayabilir hatta bu sürece çocukları da dahil edebilirsiniz.

Sadelik ve estetiğin var olduğu her ortam çocukların ruhsal ve fiziksel bedenlerine iyi gelir. Evde canlı çiçeklerin olduğu belirli alanlar, belki birlikte resimlediğiniz asılı duran tablolar, çeşitli büyüklükte ve boyda mumlar, sade desenlerden oluşan masa örtüleri, değişik şekilde düzenlenen biblolar ve çeşitli taşların olduğu köşeler…

Bununla birlikte yine alt duyulara hitap eden hazırlıklardan biri de çeşitli kokular oluşturmaktır. Evinizde tütsü, uçucu yağlar, bitkilerden elde edilen çeşitli kokuları da deneyebilirsiniz.

Her oyun sonrasında oyuncakların düzenli şekilde tekrar, yerinde bekliyor olması ruha iyi gelen estetik oluşumu sağlar. Oyunlara keyif veren az sayıda fakat niteliği olan oyuncakların bulundurulması çocukların oyuna olan ilgisini arttıracaktır. Bununla birlikte sürekli var olan karmaşanın, fazlalığın olduğu bir oyun alanında, çocuk kendini ifade etmekte, rahatça oyun yaratabilmede zorlanabilir. Bir yığının varlığı da cazip gelmeyebilir. Çocuğa sunduğumuz şeyler ne kadar az ve sadeyse o kadar çok ilgisini çeker ve dikkatini güçlendirir. Alanları sadeleştirerek, çocukların kendi benliklerini yavaş ve gerektiği gibi keşfedebilecekleri ortamı sunmuş oluruz.

Bu keyifli hazırlık sürecine henüz başlamadıysanız, çocuklarla birlikte bir plan oluşturabilirsiniz. Çocukların sürece dahil olması, istekleri ve ihtiyaçlarını belirlemek açısından yararlı olacaktır.

Planınıza, var olan fazlalıkları ayıklamakla, eksikleri belirlemekle başlayabilirsiniz.

Evinizde şunu hayal edin…

  • Zamanın daha yavaş aktığı bir yer olarak,
  • Daha az kalabalık ve görsel anlamda daha rahatlatıcı bir yer olarak,
  • Çocukluğun yaşanmasına izin veren mekanı ve zamanı sağlayan, birbirinize her gün zaman ayırabileceğiniz bir yer olarak,
  • Oyuna ve keşfetmeye izin veren ve bunları onurlandıran bir yer olarak,
  • Dikkatinizi dağıtan şeyleri sınırlandırmaya ve çok fazla, çok hızlı ve çok acil şeylere hayır demeye başlayınca, daha fazla huzur bulduğunuz bir yer olarak. (Daha Sade Bir Hayat kitabından- Kim John Payne, syf.55)

Sıcacık evinizde gösterdiğiniz özenle, çocuğunuza sunduğunuz huzur ve güven duygusunu taşımasına, ilerleyen yaşlarında da zihninde var olan güzel hatıraları anımsamalarını sağlayacaksınız.

Ve her ne yaşarsak yaşayalım, bu süreçte kendimize, sevdiklerimize iyi geldiğine inandığımız tüm güzellikleri denemeye, yaymaya devam etmek, yaşam boyunca sağladığımız katkıların farkında olmak, bu düşünceyle de güçlendiğimizi hissetmek bile şöyle durup, ‘’İyi ki!’’ dememiz için yeterli bir neden değil mi?

 

Damla YARDIMCIOĞLU

MOMO ANAOKULU EĞİTMENİ

– DİĞER YAZILARIMIZ –