Yeni bir araştırmanın sonuçlarına göre doğadan kopuk yaşamak bir çocuğun sindirim sistemi sağlığı ve bağışıklık sisteminden akıl sağlığına ve hatta düşünme biçimine kadar her şeyini etkileyebilir.

Açık havada oyun oynamak eskiden herkesin çocukluğunun bir parçasıydı. Ancak bu durum, yaşama şekillerimizdeki ve yaşadığımız yerlerdeki değişimler ve teknolojideki ilerlemeler nedeniyle özellikle batı ülkelerinde giderek artan bir oranda yabancı bir yaşam tarzına dönüştü.

“Yaşamınızın erken evrelerindeki deneyimlerinizde doğayla kurduğunuz ilişki, yaşam seyrinizin sağlıklı olup olmamasını bile etkileyebilir” diyor Kanadalı sağlık araştırmacısı Alan Logan.

“Üstelik bunu söyleyen sadece bir ya da iki çalışma değil, bu ilişkiyi net bir şekilde ortaya koyan çok sayıda araştırma var.”

Logan yapılan tüm araştırmaların, doğanın stres düzeyleri ve depresyon üzerinde olumlu etkileri olduğunu gösterdiğini söylüyor.

“Akademik bir ortamda ya da bir iş ortamında pencereden görünen bir manzara bile stresi ve aynı şekilde performansı etkileyebiliyor” diye ekliyor Logan.

Araştırma doğanın aynı zamanda dürtüsellik, hiperaktivite ve dikkat eksikliği bozukluğu teşhisi konan çocuklar üzerinde de olumlu etkileri olduğunu gösteriyor. “Doğa insanların birbiriyle ilişki kurma biçimlerini bile etkiliyor” diye anlatıyor Logan araştırmayı.

“Yaşamın erken dönemlerinde doğayla kurulan bağın sağladığı en önemli şeylerden biri de, başkalarını anlama ve onların bakış açısından bakabilme becerisi olan empati.”

Doğa, Çocukları Soru Sormaya Teşvik Ediyor

Western Australia Üniversitesi’nden pediyatri uzmanı Profesör Susan Prescott ise doğanın önemli fizyolojik etkileri de olduğunu söylüyor.

“Doğayla ilişki halinde olduğumuzda güneş ışığından aldığımız D vitamini ile her türden mikrobiyal öğeyle de ilişki halinde oluruz ve elbette fiziksel egzersiz de yaparız. Tüm bunlar fiziksel sağlığımız için çok faydalıdır” diyor Profesör Prescott. “Dolayısıyla bunlar vücudun bağışıklık sistemini etkiler ve bağışıklık sistemimiz neredeyse her yönüyle fiziksel sağlığımızı ve aynı zamanda akıl sağlığımızı etkiler.”

Bilim insanı Lyn Beazley de çocukların mümkün olduğu kadar fazla doğayı deneyimlemesi gerektiğini çünkü bunun gelişmekte olan beyinleri için çok iyi olduğunu söylüyor.“

Bu, onların her türden ve bol bol soru sormalarını sağlar” diyor Profesör Beazley.

“Gökyüzü neden mavi? Niye gündüz ayı görüyorum? Çimen neden yeşil?”

“Soruları sorduklarında ve cevabı kendi kendilerine ele aldıklarında beyin ekstradan uyarılıyor. Tam o anda çok sayıda yeni bağlantı kurduğu için beynin çok büyük bir gelişme kaydettiğini biliyoruz.”

Okulların Açık Havaya Yaklaşımı Önemli

Bahçesinde serbest dolaşan tavuklar, sebze tarhları ve çalılık oyun alanları bulunan North Fremantle Okulu’nun müdürü Belinda Baldey, ebeveynlerin ve öğretmenlerin bunların faydalarını gördüğünü söylüyor.

“Bunun sınıflara da yansıdığını düşünüyorum. Bir şeyler yaparken çocukların ne kadar güzel işbirliği içinde çalıştığını, birbirlerinin fikirlerine ne kadar güzel yenilerini eklediklerini ve ne kadar iyi problem çözdüklerini gerçekten görebilirsiniz” diyor Baldey.

Asperger sendromlu kızını bu okula gönderen Ailbhe Travers, okulun öğrenmeye yaklaşımının ilgi çekici olduğunu düşünüyor: “Kızım Lily okulda kendini tıpkı bir ağaç gibi – evet ağaç – çok aklı başında ve özgür hissettiğini söylüyor. Bu da belirgin bir şekilde onun okuldaki günlük hayatta önüne gelen işlere çok daha iyi odaklanabilmesini sağlıyor. Ve en güzeli bu yüzden okula gitmeyi çok seviyor” diyor Travers.

– DİĞER YAZILARIMIZ –