Çocuğunuz “sıkıldım” dediğinde ne demelisiniz?

Yazan: Richard Rende, Ph.D

             Bu çocuğunuzun çözmesi gereken bir problem -sizin değil- eğer izin verirseniz.

Ebeveynlerin son bir yıldır sıkça sordukları soru; çocuğum “sıkıldım” dediğinde ne demeliyim.

Çok fazla şey değil. Mesele, bu problemin çocuğun çözmesi gereken bir problem olması.

 Olay şudur, bir ebeveyn çocuklarının sıkılmış olmasına çok şaşkındır. ‘Nasıl sıkılabilir diye düşünür. Onları meşgul edecek o kadar çok şey var. Her türlü faaliyet, okulla ilgili çalışmalar, her türlü teknolojik alet. Bizim büyürken sahip olduklarımızdan çok daha fazlasına sahip olmalarına rağmen.. biz sıkılmazdık.’

İşte gerçek tam burada gizli.

Çocuklar, zamanlarının büyük çoğunluğunu yönetildikleri ve onlar için planlanan bir dünyada yaşıyorlar. Teşvikleri planlı, motivasyonları ise dışa dönük olma eğilimindedir. Bir çoçuğa boş zaman dışında bir şey sunulmadığında, bir süre sonra tüm dış uyarıcılar parlaklıklarını yitirmeye başlarlar.

Tekrar soruya dönelim. Anne-babalar genellikle çocuklarına bu soru ile cevap veriyorlar;

“Nasıl sıkılabilirsin?”

Sinirlenirler ve kaçınılmaz olarak can sıkıntısı karşısında önerilerde bulunurlar.

“Buna ne dersin? Peki ya bu?”

Bu, sorunu çözmeyecek. Çünkü çocuğunuzun aslında sıkıldım derken söylediği “dolu, bağlı hissetmiyorum” dur. Ve bunun nedeni, çocukların sahip oldukları boş zaman ile ne yapacaklarını öğrenmek için artık yeterince boş zamanları olmaması. Planladığımız ve aşırı yapılandırılmış dünyanın onlara verdiği mesaj “down time” yani kendileri ile ilgili tam olarak ne yapmaları gerektiğini bilmedikleri zamanın, kötü bir şey olması fikridir. Boşa harcanan, daha iyi bir şeylerin üretilmesi için kullanılabilecek olan bir zamandır.

Buna nasıl karşı geliriz? Öncelikle can sıkıntısı problemine çözüm bulmanın sizin alanınız olmadığını bilin. Sıkıntı kötü bir şey değildir. Bu iyi bir şey, beynimin bir şeye özlem duyduğuna dair bir iç kayıt ve beni tatmin eden bir şey bulana kadar çamurda kalmalıyım.

Belki de bir dahaki sefere sıkıldıklarında çocuğunuzla sohbet edebilirsiniz. Bir kaç denemeden sonra “sıkıldım” dediklerinde, tatlı bir gülümseme ile “Tamam, anladım. Boş zamanının keyfini çıkar ve sana sıkıcı gelmeyen bir şeyler bulmaya çalış” diyerek konuşmayı burada bitirebilirsiniz.

Elbette çocuklara boş kalabilecekleri anları daha çok yaratırsak daha iyi sonuçlar alırız. Bu boş zamanlara değer verdiğimizi onlara hissettirip, bu anları zevk alacakları herhangi bir şekilde kullanabilmelerine yardımcı olabiliriz. Hayatınızı biraz canlandırın. İçinizdeki ilhamı bulun ya da sizi mutlu eden bir şeyi.

Bu deneyimlerin bazen tutkularımızın oluşmasını teşvik ettiği doğrudur. Yenilikçi insanlar “sıkılma” anlarını taze bir şey yaratabilmek için bir fırsat olarak değerlendirirler.

Bazen hiçbir sonuca varılmasa bile “hiçbir şey yapmamak” “bir şey yapmaktan” daha önemlidir.

Brad Paisley’nin “Time Well Wasted”şarkısına güzel tavsiyeler için bir bakın.

Çeviren: Nisan Eskicioğlu 

MOMO Anaokulu Eğitmeni

– DİĞER YAZILARIMIZ –