Yeterince iyi ebeveynler, çocuğun bir yetişkin olarak geleceğinden daha çok çocuğun çocukluk yaşantısıyla ilgilenirler.

Bütün ebeveynlerin çocuklarının geleceği hakkında endişeleri olması doğaldır. Hepimiz çocuklarımızın kendilerine ve başkalarına bakabilen iyi, mutlu, ahlaklı, sağlıklı yetişkinler olmalarını isteriz. Ancak yeterince iyi ebeveynler çocuğun geleceğinin, ebeveynin değil çocuğun sorumluluğu olduğunu bilirler. Hayattaki hedeflerini ve bunlara ulaşma yollarını belirlemesi gereken çocuktur, ebeveyn değil. Ebeveynin görevi çocuğun doyurucu bir çocukluk yaşamasını sağlamaktır.

Yeterince iyi ebeveynler çocuklarının gelecekte doyurucu bir hayat yaşamalarına destek olmak için yapabilecekleri en iyi şeyin, doyurucu bir çocukluk için gerekli şartları sağlamak olduğunu bilirler. Ebeveynleriyle ilişkilerinde kendilerini güvende hisseden, kontrol edilmek yerine desteklendiğini bilen, kendisine güvenildiğini ve dolayısıyla güvenilir biri olduğunu hisseden, içinde oyun oynayabileceği, keşfedebileceği ve öğrenebileceği (arkadaş edinme ve aile dışında insanlarla etkileşime geçme fırsatları da dahil) yeterince iyi bir ortamı olan çocuklar, kendi doyurucu geleceklerini en iyi kendileri çizeceklerdir.

Yeterince iyi ebeveynler bunu çok iyi anlarlar ve o yüzden gelecek değil, bugün üzerinde dururlar. Mutlu bir çocukluk, insanı, çok sıklıkla mutlu bir yetişkinliğe ve mutsuz bir çocukluksa çoğunlukla mutsuz bir yetişkinliğe götürür.

• Yeterince iyi ebeveynler çocuklarının sadece ihtiyaç duyduğu ve istediği yardımı onlara sunarlar, ihtiyaç duyduklarından ya da istediğinden daha fazlasını değil.

Çocukların doğasında, kendileri için yapabilecekleri kadar çok şey yapmak vardır. Çocuklar yetişkinliğe doğru sürekli böyle ilerlerler. Yeterince iyi ebeveynler bunu sezgisel olarak anlar ve bu yüzden çocuklarına risk alma ve kendileri için yapabileceklerini yapma özgürlüğünü tanırlar. Yeterince iyi ebeveynler çocuklarının hatalar yapmasına ve başarısız olmasına izin verir, çünkü hataların ve başarısızlıkların öğrenmenin kaçınılmaz bileşenleri olduğunu bilirler. Çocuklarına yardım ettiklerinde, bunu, çocuğun elindeki işi tamamen üstlenerek değil, çocuğun kendi çabalarını destekleyerek ve tamamlayarak yaparlar. Amaç çocuğun kendisinin daha fazla yapabilmesini sağlamak, çocuğun bağımsızlaşma çabasına ortaklık etmektir, buna engel olmak değil.

• Yeterince iyi ebeveynler öncelikli olarak bilinçli yansıma, olgunluk ve empatiyi kullanırlar. 

Yeterince iyi ebeveynler “uzmanların” ya da son çıkan ebeveynlik “modasının” tavsiyelerini körü körüne dinlemezler. Ayrıca başkalarının ebeveynlikleriyle ilgili yargılarına aşırı ilgi göstermezler. Kendilerini ve çocuklarını hiç tanımayan uzmanlardan çok, onları iyi tanıyan arkadaşlarından ve akrabalarından tavsiye alırlar. Amaçları çocuğun ulaşmak istediği ya da ihtiyaç duyduğu şeye ulaşmasına yardım etmektir, dünyaya harika ebeveynler olduklarını kanıtlamak ya da kendilerini eleştirilerden korumak değil. Çocuklarını en iyi nasıl destekleyebileceklerini bilmek isteyen yeterince iyi ebeveynler, onları tanımak için çabalar. Bunu yapmak için bilinçli yansıma, olgunluk (sabrı da içeren) ve empatiye başvururlar.

Daha önce de bahsettiğim gibi ebeveyn-çocuk ilişkisi bazı yönlerden eşitken, bazı yönlerden değildir. Ebeveyn daha bilgilidir, bir şeyleri daha iyi çözebilir ve anlayabilir, çocuklardan daha olgundur.

Kendilerini zaten güvensiz hisseden çocuklar, eğer ebeveynleri hayatın problemleriyle baş etme kapasitesine sahip değilse, kendilerini daha da güvensiz hissetmeye başlarlar. Olgunluk önemlidir. Yeterince iyi ebeveynler, ebeveyn-çocuk ilişkisinin iyi işlemesi için işin yarısından fazlasını yapmaları gerektiğini bilirler. Çocuğu anlamak ebeveynin işidir. Ebeveyni anlamak ise çocuğun işi olmak zorunda değildir. Bütün ebeveynler bir zamanlar çocuktu. Bu yüzden kendi çocukluklarını hatırlamak ebeveynlerin çocuklarını anlamalarını sağlayabilir. Ama unutmayın ki çocuklar hiç ebeveyn olmadılar.

Bettelheim şöyle diyor: “Kendi çocukluk anılarımız bizi daha sabırlı ve anlayışlı yapacaktır. Ve çocuğumuzun bütün inatçılığına rağmen aslında bir zamanlar tıpkı bizim olduğumuz gibi onun da mağdur olduğunun farkına varırsak, içinde kendi eski hallerimizin çoğunu gördüğümüz çocuğumuza duyduğumuz sevgi kendiliğinden geri gelecektir… Yeterince iyi ebeveynler, olayları hem yetişkin perspektiflerinden hem de çocuğunkinden oldukça farklı bir perspektiften değerlendirmeye ve öyle tepki vermeye gayret ederler. Hareketlerini her ikisinin makul bir birleşimine dayandırırken, aynı zamanda henüz olgun biri olmadığı için
çocuğun olayları sadece kendi bakış açısıyla anlayabildiğini kabul ederler. Dolayısıyla yeterince iyi ebeveyn, çocuğu ne yaparsa yapsın, bunun, o an yapabileceği en iyi şey olduğuna inandığı için kendine şu soruyu sorar: “Çocuğumun şu an davrandığı gibi davranmaya beni bu hayatta ne iter? Eğer kendimi böyle davranmak zorunda hissediyorsam, bununla ilgili kendimi nasıl daha iyi hissedebilirim?”

Açıkçası ben, ebeveynlerinin zihinlerinin nasıl çalıştığına dair inanılmaz yorumlarda bulunan küçük çocuklar da gördüm. Ama şu konuda kesinlikle Bettelheim ile hemfikirim: Karşıdakinin bakış açısını anlamak çocuğun değil, daha çok ebeveynin görevi olmalıdır.

Empati her başarılı ilişkinin anahtarıdır ve yeterince iyi ebeveynler empati konusunda da liderlik etmeleri gerektiğini bilirler. Çünkü onlar için çocuklarının zihnindekileri anlamak, çocuğun ebeveyninin zihnindekileri anlamasından daha kolaydır. Bettelheim’ın sözlerine geri dönersek: “Yetişkinin çocuğu anlamasında çok önemli olan empati, kişinin diğerini eşiti gibi görmesini gerektirir. Bilgi, zeka, deneyim ya da olgunluk açısında değil, bizleri motive eden duygular açısından.”  Ebeveynin çocuğun duygularını anlaması ve ebeveynin bu duygulara saygı duyması ilk adım olmalıdır.

• Yeterince iyi ebeveynler, yeterince iyi ebeveyn olmanın yeterince iyi olduğundan emindirler.

Ebeveynlik tarzlarına güvenen ebeveynler, daha sakin ve sabırlı ve daha az kaygılı olurlar. Bu yüzden de çocuklarına, kendine bu kadar güvenmeyen ebeveynlere göre daha büyük bir güvenlik kaynağı sağlarlar. Bettelheim şöyle diyor: “Çocuğun sallantılı güvenliği, gayet iyi bildiği bir şekilde kendi kendini koruma becerilerine değil, başkalarının iyi niyetine bağlıdır. Bu duyguyu, ebeveynlerinin ona verdiği güvenlik duygusundan ödünç alır. Yeterince iyi bir ebeveyn olmak aynı zamanda kendimizi olduğumuz gibi kabul etmemizi ve buna güvenmemizi de gerektirir.”

Bettelheim kitabın sonunda şunları da ekliyor: “Mükkemmel olmasak da, eğer çoğu zaman çocuklarımızı seversek ve onların iyiliği için elimizden gelenin en iyisini yaparsak, o zaman gerçekten de yeterince iyi ebeveynler olabiliriz. Bu bilgi ya da gerçek, bizi, bir çocuğun yaptığı her şey sadece bizim yansımamızdır ‘deliliğinden’ koruyacaktır. Çocuğun yaptığı şeylerin çoğu kendisiyle ilgilidir ve sadece dolaysız ya da çevresel olarak bizimle ya da bizim yaptıklarımızla ilgilidir.”

Bettelheim’ın değindiği son nokta alçakgönüllülüğün değeriyle de ilgili. Yeterince iyi ebeveynler, çocuğun dünyasının ebeveynlerinin etrafında dönmediğini bilirler. Çocuklarımızın hareketlerinin tek motivasyonu, bizi memnun etme ya da üzme arzusu değildir. Dünyada kendi yerlerini bulma girişimleriyle ilgili güdüleri de bulunur. Eğer yeterince iyi ebeveynsek, çocuklarımızın davranışları hakkında fazla övgü almadığımız gibi fazla da suçlanmayız. Sadece yardım gereken yerde anlamaya çalışmaya ve yardım etmeye konsantre oluruz.

 

Yazının ilk bölümü için: https://momoanaokulu.com/2017/05/22/yeterince-iyi-ebeveyn-en-iyi-ebeveyndir-1/

 

Kaynak: https://www.psychologytoday.com/blog/freedom-learn/201512/the-good-enough-parent-is-the-best-parent

 

– DİĞER YAZILARIMIZ –