Waldorf pedagojisi insanın üç bölümden oluştuğuna inanır: Zihin, beden ve ruh. Ve bunların üçü de eğitilmelidir. Bu yüzden Waldorf okulları yaratıcılığı, yaparak öğrenmeyi, problem çözmeyi, sanatı, müziği ve ruhsal büyümeyi ve aynı zamanda güzelliği takdir etmeyi bolca teşvik eder.

Ebeveynler Waldorf eğitiminin en temel fikirlerinin faydalarından yararlanmak için Waldorf pedagojisinin kurucusu Steiner’in felsefesine inanmak zorunda değiller ya da hatta çocuklarını bir Waldorf okuluna bile göndermek zorunda değiller. Bunlar, çocuklarını nasıl eğitmeyi seçerse seçsin ya da aile gelenekleri ne olursa olsun her ebeveynin uygulayabileceği basit ve iyi alışkanlıklar.

 

Çocukların çok ama çok fazla yapılandırılmamış oyuna ihtiyaçları vardır.

Eğer bu listedeki hiçbir şeyi yapmıyorsanız, en azından çocuğunuzun özgürce oynamasına izin verin.

Günümüzün küçük insanları, okul, faaliyetler, kamplar, spor antrenmanları ve her tür ders arasında oradan oraya gidip geldikleri eziyetli, koşturmacalı ve aşırı planlı hayatlar yaşıyor ve boş boş dolanmak, dinlenmek, hayal kurmak ve kendi kendilerini eğlendirmeyi öğrenmek için çok az boş zamanları kalıyor.

Aşırı plan yapmayı ve günü doldurmayı bırakın. Bırakın kendi zamanlarını nasıl dolduracaklarının yollarını kendileri bulsun.

Çocuğunuzun sürekli peşinde olmayı, aşırı korumacı olmayı yani helikopter ebeveyn olmayı bırakın. Çocuklar oyunlarına daldıklarında onlara hiç karışmayın ve sadece birisi tehlike altındaysa müdahale edin. Eğer çocukların herhangibir yönlendirmeye ihtiyacı varsa, bunu belli belirsiz ve nazikçe yapın.

Televizyonu kapatın.

Waldorf’un televizyon karşıtı felsefesiyle tamamen olmasa da büyük ölçüde aynı fikirdeyim. Ekran başında çok fazla zaman geçirmek, zihninde resimler canlandıramayan bireyler yaratır. Bu da hayal gücünün gelişimini mahveder ve hayatın ileriki yıllarında okuduğunu anlamayı ciddi anlamda engeller. Çocukları zihinsel ve fiziksel olarak tembelleştirir. Televizyonu kapatın ve çocukların canlandırma oyunu oynamalarını teşvik edin.

Masallar ve hikayeler anlatmak önemlidir.

Çocukken bayıldığım Grimm’in korkunç versiyonlarından bahsediyoruz burada.

Bu orijinal masalların bazılarının biz yetişkinler için korkutucu olduğunu anlıyorum, özellikle de Disney’in “ak pak” versiyonlarına alışmışken… Sindirella’nın kız kardeşleri ayaklarını ayakkabıya uydurmak için onları kesiyorlar mı? Bebekler cadılar tarafından kaçırılıyor mu? Masallarda kötü yürekli, küfürbaz üvey anneler boldur, yamyamlık yaygındır ve her tür ikiyüzlü oyunbaz sayısız sahtekarlık yapar, ancak çocuklar bu hikayeleri yetişkinlerden oldukça farklı algılar.

Endişe etmeyin. Çocuklarınız korkmayacaktır. Hatta bu masallar aslında çocukların dünyayla ilgili korkuları ve bilinçaltı güvensizlikleri üzerinde çalışmalarını sağlar.

Çocuklarınıza masallar okumaya ya da anlatmaya ek olarak onlara hayatlarından, kendi hayatınızdan ve büyükanne ve büyükbabalarının hayatlarından hikayeler de anlatın. Hikayeler de uydurun. Çocuklar ebeveynlerinin hikayeler anlatmalarını ve onlarla doğrudan konuşmalarını çok severler.

Çocuğunuzun üç yaşında okuması ve yazması gerekmez, sakin olun.

Günümüz ebeveynleri, bir çocuk ne kadar erken okuma ve yazmayı öğrenirse o kadar iyidir yanlış inanışına sahipler. Ancak bu vahim bir hatadır.

Anafikir çocukların okulda başarılı olmaları için önde başlamaları gerektiğidir. Oysa en iyi önde başlama, yaratıcı ve sosyal olmaktır.

Peki, bunu nasıl yaparlar? Elbette, çok ama çok fazla oyunla.

Önce hayal gücünü teşvik edin, akademik başarı arkasından gelecektir. Bu düşünceye güvenin, altı yaşına kadar okuyamamış ve yazamamış çok sayıda Harvard öğrencisi var.

Açık havada bir insanın geçirmesi gerektiği kadar fazla zaman geçirin.

Doğa muazzam derecede onarıcıdır ve Waldorf okulları bunu iyi bilir. Bazı okullarda hava ne olursa olsun tüm yıl boyunca açık havada yapılan dersler bile olur.

İnsanlar binlerce yıl hayatlarının çoğunu açık havada geçirdiler. Bedenlerimiz dayanıklıdır ve açık havada olmak için yaratılmıştır, bu yüzden doğadan korkmayın. Bu herkes için en sağlıklısıdır, hem çocuklar hem de yetişkinler için.

Çocuğunuz doğayla bağını doğa yürüyüşü yaparak, meyve toplayarak, deniz kabukları biriktirerek, bahçecilik yaparak, çimenlerde yuvarlanarak, ağaçlara tırmanarak, bir çifliği ziyaret ederek, sahilde kumda oynayarak, doğal bir su birikintisinin içine atlayarak derinleştirin. Açık havada eğlenceli olasıklıkları sonsuzdur.

Bıçaklar ve ateş konusunda çocuklarınıza güvenebilirsiniz, gerçekten.

Elbette gözetim altında. Çocuklarınızın gerçek aletleri, gerçek bıçakları ve kibritleri kullanmaları güvenli ve makuldür.

Onlara bunları kullanmayı dikkatle ve özenle kullanmayı öğretin ve sonra bırakın beş yaşındaki çocuğunuz ekmek kesmek için kahvaltı bıçağını kullansın, ekmeğinin üstüne tereyağ sürsün ya da akşam yemeği için salatalıkları dilimlesin.

Waldorf Anaokullarında çocuklar düzenli bir şekilde bıçak ve gerçek aletleri kendi amaçları için kullanırlar. Yanan mumlar sınıf masalarını ve rafları süsler ve şaşırtıcı bir şekilde her şey yolunda gider.

Çocuklar düşündüğümüzden daha fazlasını yapabilirler. Beş ve altı yaşındaki çocukların nasıl dikiş diktiğini ve çivi çaktığını görmelisiniz. Şaşırtıcı ve aydınlatıcıdır.

Güçlü bir ritim ve rutin duygusu aşılayın.

Çocuklar rutin içinde gelişirler. Süreklilikle ve sırada ne olacağını bildikleri zaman güvende hissederler. Çocuklar için günlük, aylık ve mevsimsel rutinler duygusu yaratmaya çalışın. Bu onların mekanda ve zamanda kök salmalarını sağlar ve güçlü bir güven duygusu getirir.

Çocukların düzenli bir şekilde çok kirlenmeleri tamamen normal, hatta sağlıklıdır.

Günümüz ebeveynlerinin çoğunun toz, toprak, çamur ve bakteri hakkında aşırı tetikte olduklarını ve çocuklarının kirlenmesinden dehşete düşdüklerini fark ettim.

Bakın, nefes alın ve akışa bırakın. Çocukların toz, toprak ve çamur içinde oyun oynamaya ihtiyacı var. Evet gerçek toprak ve kum. Su birikintilerine atlamaya, dutları elleriyle sıkmaya, küçük parmakları arasından hamurun sızdığını hissetmeye ihtiyaçlar var. Dünyalarını bütün duyularıyla hissetmeye ihtiyaçları var ve bu genellikle bizim tamamen pis dediğimiz şeylerin içine bütün bedenleriyle dalmaları anlamına geliyor. Bu sağlıklı birşey!

Yeni yapılan pek çok araştırma, çocukluk alerjilerindeki ve bağışıklık sistemi problemlerindeki patlamanın suçlusu olarak çocuklar için “aşırı temiz” ortamları görüyor. Kirlenmek insan mikrobiyomunu sağlılı bakteriyle destekler ve bağışıklık sistemimizi güçlendirir.

Onları daha sonra her zaman yıkayabilirsiniz.

Tüm sayfayı doldurun.

Bu, bana ilk başta çok tuhaf gelmişti. Çocuklar sanat çalışmaları yaparken neredeyse hiç yönerge almıyorlar, ancak tüm sayfayı renklerle doldurmaları kesinlikle zorunlu.

Waldorf öğrencileri çok küçük yaşlardan itibaren çok güzel sanat eserleri yaratıyorlar ve bence bu, yeni bir projeye geçmeden önce tüm sayfayı doldurmayı öğrenmiş olmalarıyla ilgili. Bu çocuklara odaklanmayı ve başladıkları şeyi bitirmeyi öğretiyor. Ayrıca bir kağıt parçasına öylesine pastel boyayla çiziktirmenin dışında bir estetikliği takdir etmeyi de öğretiyor. Eserleri oldukça ciddiye alınıyor.

Her an bir öğrenme fırsatıdır.

Çocuklarını okula gönderseler de göndermeseler de aslında bütün ebeveynler onlara evde eğitim verirler bence.

Çocuklar bizim örneğimizden öğrenirler, bu yüzden yetişkinlerin sakin, kendinden emin ve şefkatle davranmaları önemlidir. Çocuklar bür sürekli öğrenme durumu içindedirler. Bizi modellediklerinin ve onlara sunduğumuz deneyimler yoluyla öğrenirlerinin farkında olun.

Çocuklarımızla yaptığımız her şey onlara bir şeyler öğretme fırsatıdır.

Sanat, dans, şarkı söylemek ve el işleri beyni geliştirir.

Waldorf öğrencileri (ve öğretmenleri) çok yönlüdürler. Herkes, hangi yaşa, cinsiyete ya da doğuştan yeteneğe sahip olursa olsun, sanat, müzik, dans ve el işi (dikiş, örgü, dokuma, inşa etme vs.) çalışması yapar.

Bu faaliyetler amacı olan çalışnmalardır ve bütünleşmiş bir beden, zihin ve ruhu ile dengeli bir insan yaratır. Devlet okullarının en büyük trajedilerinden biri testlere hazırlık ve kuru ezber adına güzel sanatların müfredattan çıkarılmasıdır. Bu tür bir eğitim boş ve tatminsiz, öğrenme ve yaşama tutkusundan yoksun öğrenciler yaratır.

Çocuklarınız kendi yollarında ilerliyor. Bireyselliklerine ve bağımsızlıklarına saygı duyun.

Sizden ne kadar farklı ya da ne kadar beklenmedik olurlarsa olsunlar, çocuklarınızın özgün ruhlarını kutlayın.

Çocuklarımız bizler yoluyla dünyaya gelirler ve onları yetişkinliklerine güvende ve iyi tutmalıyız, ama bize ait değiller. Kendilerine aitler ve bireyselliklerine her zaman saygı duyulmalı ve teşvik edilmeli.

Bu çoğunlukla kendi yollarını, kendi tutkularını, ilgilerini, sevinçlerini ve yanılmalarını, belirlenmiş herhangi bir standarda uymaları için hiçbir ebeveyn baskısı olmadan kendilerinin bulmasına izin vermek anlamına geliyor.

 

 

Kaynak: https://www.elephantjournal.com/2014/06/parenting-lessons-i-learned-from-a-waldorf-kindergarten/

 

– DİĞER YAZILARIMIZ –