Geçtiğimiz kış, mevsim normallerinin üzerinde ılık bir günde, eşim ve ben üç çocuğumuzla birlikte evimizin hemen altındaki sokaktaki oyun parkına yürüdük. Güneş harika ısıtıyordu ve çocuklar bu fırsattan hemen yararlanmaya başladılar. Parka varır varmaz çocukların üçü de üstlerindeki montları atıverdi. Aynı zamanda ayakkabılarını ve çoraplarını da… Ve hemen harekete geçtiler. Oyun parkının kauçuktan yumuşak zeminine küçük çıplak ayaklarıyla vurmaya ve zıplamaya başladılar. Hızlı koştular, daha yükseklerdeki direkleri ayaklarıyla sararak kolayca tırmandılar. Hayatlarından çok memnun görünüyorlardı. Oyun parkındaki diğer birkaç çocuğun durumu kavrayıp kendi ayakkabılarını ve çoraplarını çıkarma girişiminde bulunmaları çok sürmedi.

“Hayır!” diye bağırdı bir anne. “Sakın ayakkabılarını ve çoraplarını çıkarma” dedi oğluna. Mızmızlanmaya başlayıp neden diye sorduğunda annesi şöyle dedi: “Dışarıdayken ayakkabılarımızı asla ayağımızdan çıkarmıyoruz.” Bu bizim için hiç yeni bir şey değildi. Biz yıllarca oyun parklarındaki “tuhaf” aile olduk. Yakalamaca oynayan, oyun alanının hemen yakınında kalın bir kemer (slackline) üzerinde dengede yürümeye çalışan ve ayakkabısız amuda kalkma pratikleri yapan, hatta bunları bazen beşimiz aynı anda yapan bir aileyiz biz.

Bir keresinde bizimle denge yürüyüşü yapmaya davet ettiğimiz bir çocuğun ebeveyni, çocuğunun ayakkabılarını çıkarmasına izin vermedi. Denge kemerimizin üzeri çamurla kaplanmakla kalmadı, küçük çocuk ayağında ayakkabılarla dengesini sağlayamadığı için hemen vazgeçti. Bir başka seferinde bir baba, çocuklarımın ayakkabısız dolaşmalarına izin verdiğim için beni çocuğuna şikayet etti. Onları bir şekilde tehlikeye attığımı söyledi. Bu yargılamalar beni rahatsız etmiyor. Ebeveynlikle ilgili kararlarımdan eminim ve bu kararları bilerek ve tamamen bilgi sahibi olarak aldım. Ancak neden küçük yaşta çocuğu olan bu kadar fazla ebeveynin açık havada çocuklarının ayakkabılarını çıkarmasına izin vermediğine şaşırıyorum. Bu yüzden ben de çıplak ayakla gezmekle ilgili mitleri ve faydaları araştırmaya karar verdim. Bulduklarım sizi gerçekten şaşırtabilir.

Ebeveynlerin, çocuklarının açık havada çıplak ayakla dolaşmalarına izin vermemelerinin iki yaygın nedeni var: Ayağın yaralanması korkusu ve ayaklardan kötü bir hastalık kapma korkusu. Her yerde kırık camların bulunduğu bir şehirde olmadığınız takdirde ayağınızı yaralama ihtimaliniz çok düşük. Özellikle de yerdeki şeyleri görmenin ve üzerine basmaktan kaçınmanın kolay olduğu yumuşak kauçuk yüzeylerde. Sıklıkla çıplak ayakla gezen çocuklar ve yetişkinler, çevreleri hakkında daha yüksek bir duyarlılığa sahip oluyor ve kaçınmaları gereken keskin bir maddeyi çok daha kolay fark edebiliyorlar. Ayrıca çocukların ayakları, ne kadar fazla çıplak ayakla dolaşırlarsa o kadar fazla sertleşiyor ve bu da doğal korumaya sebep oluyor.

Çıplak ayakla dolaşmak yüzünden bir hastalık kapmak konusuna gelirsek… Derimiz, patojenleri dışarıda bırakacak şekilde tasarlanmıştır. Ve mikropların en bol olduğu elleriniz yoluyla bir hastalığı yaymaya ya da almaya çok daha yatkınsınız. Kamusal alanlardaki kapı kollarını, lavaboları, klavyeleri ve tırabzanları düşünün… Ayrıca çocuklar ayaklarını değil ellerini ağızlarına sürmeye çok daha meyillidirler. Elleriyle, hastalığın vücuda en kolay girdiği bölgeler olan yüzlerine ve gözlerine dokunurlar. Gelişmiş bir ülkede, parazitler ayak aracılığıyla iletilmezler pek. Modern sıhhi tesisatların hayatımıza girişinden beri kancalı kurt hastalığı, artık çok daha az görülüyor. Günümüzde bir çocuk, sivri sinek ya da kene kaynaklı bir hastalığa yakalanma riskine bir parazit kaynaklı hastalığa yakalanmaktan çok daha yatkın. Hatta ayakkabılar, karanlık, ısı ve nemle birlikte bakteri ve mantarı  içeride hapsederek hastalık olasılığı yaratıyor. Bunları, ayağınızla temas halinde tutarak ayak mantarı gibi yapışkan şeylerin üremesi için ideal bir ortam yaratıyor.

Bir öğretmen ve ebeveynlik uzmanı olan ve fiziksel ve psikolojik olarak sağlıklı çocuklar yetiştirmek konusunda yazılar yazan Kevin Geary, aslında ayakkabıların çocuklar için kötü olduğunu iddia ediyor. Ayakkabılar, uygun ayak parmağı yayılımını engellediği için ayaklara zarar veriyor. Bu da, ayağın doğru çalışma becerisine engel oluyor ve doğru hareket gelişimini engelliyor. Ve sonra da çocukların ayak ve alt bacak yaralanmalarına daha açık olmalarına sebep oluyor.

Oysa çıplak ayakla gezmenin çok sayıda faydası bulunuyor.

Bir çocuğun çıplak ayakla dolaşmasına izin vermenin en büyük faydalarından biri, ayakları ve alt bacakları güçlendirmesi, vücudu daha çevik ve yaralanmalara daha az açık yapması. Bu aynı zamanda vücudun iç algısını (propriyosepsiyon; bir hareket anında vücudun parçalarının durumunun ve hareket anında harcanan gücün kişide oluşturduğu algı ya da his) geliştiriyor. Bir başka deyişle çıplak ayakla gezmek bir çocuğun beden farkındalığı kazanmasını sağlıyor. Geary, ayaklarımızdaki sinirlerin bu sebepten hassas olduğunu söylüyor. Ayak tabanımızda 200,000′den fazla sinir ucu bulunuyor. Bu bölge, tüm bedenimizdeki en yüksek yoğunluğa sahip bölge. Bu yüzden bizi daha güvenli, daha dikkatli yapıyor ve altımızdaki zeminle daha iyi uyum sağlamamızı sağlıyor. Ayaklarımız çıplak olduğunda çok daha iyi tırmanabiliyor, dönebiliyor, dengede durabiliyor ve altımızdaki zemin değiştiğinde (beton ve kaldırım dışındaki her tür engebeli ve düz olmayan zeminde olduğu gibi) çok daha hızlı uyum sağlıyabiliyoruz.

Pediyatri uzmanı Dr. Kacie Flegal, bebeklerin ve küçük çocukların optimal beyin ve sinir sistemi gelişimleri hakkında şunu söylüyor: “Çıplak ayaklı olmanın küçük bir çocuğa inanılmaz faydaları var. Vestibüler (denge ve uzaysal oryantasyon duyusuyla ilişkili, motor koordinasyon ve denge duyusuna liderlik eden duyu sistemi) gelişimi ve proprioseptif (vücut iç algısına ait) gelişimi motive etmenin en basit yollarından biri bebeklerin mümkün olduğu kadar fazla çıplak ayaklı olmalarına izin vermektir.”

Dr. Flegal şöyle devam ediyor: “Bebeklerin ayaklarını çıplak bırakmanın başka bir faydası da zihin ve bilinç farkındalığının teşvik edilmesidir. Bebeklerin ayaklarının altı, keşfettikleri zeminin yüzeyini hissettikçe, üzerinde hareket ettikçe ve dengede durdukça, dokunsal, proprioseptif ve vestibüler yollardan beyne gönderilen bilgi, dışarıdan gelen diğer duyusal girdileri engeller ya da sessizleştirir. Bu, yürüme ve uzayda hareket farkındalığı ve harekete odaklanma yaratır. Bebekler çevrelerine daha fazla uyumlanırlar.”

Çıplak ayakla gezmenin bir başka faydası da doğal ve sağlıklı bir yürüme biçimini teşvik etmesi. Ayakkabıların ayaklarımıza verdiği zararlarla ilgili yapılan araştırmalara göre ayakkabıların hayatımıza girişinden önce biz insanların çok daha sağlıklı ayakları vardı. Bu bilimsel bulgulara rağmen insanlar hala açık havada çıplak ayakla dolaşmaya aktif bir şekilde teşvik edilmiyorlar. Ayak hastalıkları uzmanı Dr. William A. Rossi şöyle diyor: “Benzersiz insan ayağımızı ve bunun sonucu olan kendimize özgü yürüme şeklimizi geliştirmemiz 4 milyon yılımızı aldı. Sadece birkaç bin yıl içinde, dikkatsizce tasarlanmış bir araç olan ayakkabılarımızla, insan yürüyüşünün saf anatomik formunu çarpıttık, bedenin tasarım ve fonksiyon verimliliğini azalttık. Bunu, ona gerilimler ve zorlanmalarla eziyet ederek ve doğal “bilge” formunu ve başımızdan ayaklarımıza kadar sahip olduğumuz hareket kolaylığını inkar ederek yaptık.”

Ve son olarak, çıplak ayakla gezmek duyular için büyük bir keyiftir. Özellikle de etraflarındaki dünyanın bütün dokunsal yeniliklerini deneyimleyen küçük çocuklar için. Sahilde yumuşak ılık kumlarda yürümenin verdiği rahatlatıcı hissi, bir yaz günü sabahı erken saatlerde serin ve nemli çimlerin verdiği canlandırıcı hissi, ayak parmaklarınızın arasında ezilen kaygan ıslak toprağın verdiği hissi, tırmandığınız bir ağacın sert kabuğunun verdiği hissi, çıplak ayak su birikintisine atlamanın verdiği heyecanı düşünün… Tüm bu duygular, ancak çocuklarımıza biraz ayakkabısız zaman geçirme hakkı verdiğimizde yaşanıyor. Belki siz de bize katılıp oyun parkında ya da bir evin bahçesinde ayakkabılarınızı ayağınızdan fırlatıp atabilirsiniz. Ayaklarınızın ve ayakların varolma amacının keyfini çıkarın.

 

Kaynak: https://www.washingtonpost.com/news/parenting/wp/2016/02/29/why-kids-should-go-barefoot-more-and-probably-adults-too/

 

– DİĞER YAZILARIMIZ –