Bir varmış bir yokmuş,
Bir sürü ağacın yaşadığı yemyeşil bir orman varmış. Bu ormanda her ağaç bir sürü mevsim görmüş,meyve vermiş,yağmurda ıslanmış. Ama bu ormanda sadece büyük ve bol bok meyve verecek ağaçlar yokmuş. Yanlarında daha yeni büyüyen ve doğa anayla yeni tanışan ağaçlar da varmış.
Hele bir ağaç varmış ki bu ormanda, bir çınar ağacıymış bu. Henüz etrafındaki büyük ağaçlar kadar kalın bir gövdesi,onu süsleyen yaprakları ve kalın bir kabuğu yokmuş.
Sonbahar gelmiş,kuvvetli rüzgarlar esmeye başlamış. Ağacı bir korku sarmış. “Ya rüzgardan uçup gidersem uzaklara,ben bu ormanda kalmak istiyorum.”
Hemen arkasındaki büyük çınar ağacı anlatmış:
“Senin köklerin toprağın altında benim güzel çocuğum.Çok güçlü.Toprağa öyle bir sarılmışsın ki gövden eğilebilir birkaç yaprağın uçabilir ama sen orada kalmaya devam edersin.Korkma bana, bize bak. Biz buradayız”
Çınar ağacı sonbaharı geçirmiş,bir sürü yağmur görmüş. Ama günlerden birinde öyle kuvvetli yağmur yağmış ki. Ağacı bir endişe sarmış.
“Ya kabuğum ve yapraklarım hiç kurumazsa,hep ıslak kalırsam çok üşürüm.” Hemen yanındaki büyük çınar ağacı söylediklerini duymuş,
“Küçük çınar ağacı. Yağmur bizim dostumuzdur.Kökümüze iner bizi besler.Çok ıslanabiliriz,yapraklarımızdan şapır şapır su damlayabilir ama merak etme öyle güzel bir güneş açar ki bizim kabuğumuz eski haline gelir,yapraklarımızdaki su akar,gider.Biz buradayız,yanındayız. Gel bizimle yan yana dur”
Küçük ağaç,rahatlamış. Bir sürü yağmur görmüş. Boyu uzamış. Kışı geçirmiş,bahar gelmiş.Yeni güzel yapraklar çıkarmış. Kuşlar gittikleri yerlerden dönmüş.Çiçekler açmış,hayvanlar kış uykusundan uyanmış.
Kuşlar geri dönünce farklı ağaçlarda yuva yapmaya başlamış. Bu küçük çınar ağacının yanına bir serçe gelmiş,
“Merhaba güzel ağaç,senin çok güzel yaprakların var,dalların da kalın kalın olmaya başlamış.Yuvamı buraya yapmak isterim”
Küçük ağaç çok mutlu olmuş ama birden düşünmüş. Ya çok kuş gelirse yuvaya da dalım koparsa?
O sırada kavak ağacı küçük ağaca demiş ki:
“Güzel ağaç,güçlü ağaç.Senin dalların çok kuvvetli.Bak dallarıma,bir sürü kuş yuvası var.Ben de senin gibi büyürken,bir kuş yuvam vardı.Serçelerle birlikte yaşadık.Dallarım iyice kuvvetlendi,büyüdü.Şimdi bir sürü yuva var dallarımda”
Küçük çınar ağacı duymuş bunu.Serçeyi dallarının arasına almış.Ona yuva olmuş.
Yaz gelmiş,etraftaki ağaçlar meyvelerini vermiş,güneş hepsinin içini ısıtmış.Havalar iyice ısınmış,küçük ağaç güneşin sıcaklığını kabuğunda epeyce hissettiği bir öğlen çok korkmuş
“Ya bu güneş kabuğumu çok kurutursa?”
Yanındaki selvi ağacı duymuş dediklerini.Küçük ağaca anlatmış.
“Güzel ağaç,güçlü ağaç.Bu ormanda bir sürü şey olur.Fırtınalar gelir,gider.Güneş bizi ısıtır bizi büyütür.Kurumayız.Köklerimiz bizi beslemeye devam eder.Biz de çok uzadık sana gölge oluruz.Merak etme, gel şöyle biraz dinlen”
Küçük çınar ağacı gülümsemiş.Kapatmış gözlerini ve biraz dinlenmeye başlamış.
Ormanda bir sürü şey olmuş,mevsimler geçmiş,çınar ağacı büyümüş de büyümüş. Bu ormanda bir sürü farklı şey olsa da kendisinin çok güçlü olduğunu ve etrafında onu çok seven ve ona destek olan bir sürü ağacın olduğunu biliyormuş artık. Gözlerini kapatmış,rüzgarın yapraklarını gıdıklamasına izin vermiş.
Bu hikaye de burada bitmiş.
Yazan
Sim İlayda Özcan
MOMO Anaokulu Psikologu