Orijinal Metin: https://www.christopherushomeschool.com/2010/11/15/what-are-waldorf-toys/
Çeviren: Atölye Eğitmeni – Psk. Dilan Özbek
Duyuları Besler
Son yıllarda ailelerin çevreye karşı daha duyarlı hale gelmesiyle birlikte oyuncak üreticileri de artan talebi karşılamak için daha çok çevre dostu ve doğal oyuncaklar üretmeye başladı. Ancak 1920’lerde ortaya çıkan Waldorf okulları çocuklara her zaman ahşap, ipek, yün ve pamuk gibi doğal malzemelerden yapılmış oyuncakların önemini savundu. Evet, bu tür oyuncaklar çevre için iyidir ama en önemlisi çocuklar için iyidir!
Bir “Waldorf oyuncağının” önemli bir özelliği, küçük bir çocuğun duyularını beslemesidir. Yürümeye başlayan bir çocuğun sentetik saçlı, sert plastik bir bebeği kucakladığını ve ardından yumuşak tiftik başlı pamukla kaplı yünle doldurulmuş bir Waldorf bebeği kucakladığını hayal edin. Waldorf bebeği sadece estetik açıdan daha hoş olmakla kalmaz, aynı zamanda yumuşaklığı ve sıcaklığı da küçük bir çocuk üzerinde sakinleştirici ve yatıştırıcı bir etkiye sahiptir.
Estetiktir
Waldorf oyuncakları güzel görünmeli çünkü görme duyusu dokunma duyusu kadar önemlidir. Çocukları güzel bir ortamda büyütürken çocukların oyuncakları da güzel olmalıdır. Çocukları güzellikle çevreleyerek, sadece onların refah duygularına (ya da Rudolf Steiner’in deyimiyle “yaşam algısına”) katkıda bulunmakla kalmaz aynı zamanda estetik farkındalıklarını ve beğenilerini de geliştiririz.
Doğal malzemelerden, doğal renklere ve zengin tonlara sahip, sevgiyle elde yapılmış oyuncaklar, çocuğun “yaşam duygusuna” katkıda bulunur. Bir çocuğun seri üretilen plastik bir oyuncağa göre, el yapımı güzel bir oyuncağa saygı duyması ve ona uygun şekilde bakması çok daha olasıdır.
Hayal Gücüne İlham Verir
Waldorf eğitiminin kurucusu Rudolf Steiner, bir çocuğun hayal gücünü harekete geçirmek için çocuk oyunlarının büyük ölçüde basit olması ve çok fazla ayrıntı içermemesi gerektiğini öne sürmüştür.
Waldorf öğretmenleri, oyuncakların basit ve açık uçlu olması gerektiğine inanır. Çocuklara çok biçimli ve detaylı olmayan nesneler verdiğimizde, nesneler kolayca birden fazla şeye dönüşebilir ve çocukların hayal güçlerini serbest bırakmasına yardımcı olur. Örneğin, ağaç dallarından oluşan sepetler, yün ipekler, taşlar, çam kozalaklar ve deniz kabukları sayısız oyuncağa dönüşebilir.
Bir Waldorf bebeğinin asgari yüz özelliklerine sahip olduğunu ve bazen hiç olmadığını belki fark etmişsinizdir. Bunun sebebi, çocuğun “içsel hayal etme” yeteneğini geliştirmesine zemin hazırlamaktır. Son derece ayrıntılı bir yüze ve sabit, donuk bir gülümsemeye sahip, sert, şekillendirilmiş bir plastik oyuncak bir bebek düşünün. Evcilik oyununda ve çocuğun bu bebeğin üzgün olduğunu ya da ağladığını hayal etmesi oldukça zordur.
Çocuklar gerçek hayatı taklit etmek isterler. Gerçek bebekler gülerler ama acıktıklarında veya üstlerini değiştirmeleri gerektiğinde üzgün görünürler ve ağlarlar. Bir oyuncak bebeğin sadece iki gözü ve bir ağzı varsa, çocuk bu bebeğin bir dizi duyguyu ifade ettiğini, yaratıcı hayatında zengin bir şekilde yaşadığını daha kolay hayal edebilir.
Taklit: Oyun Bir Çocuğun İşidir ve Oyuncaklar Onun Araçlarıdır
Çocuklar doğal olarak yetişkinleri ve onların günlük aktivitelerini taklit etmek isterler. Waldorf öğretmenleri, sınıfta yemek pişirmek ve temizlik yapmak gibi günlük yaşam işleriyle uğraşırken çocukların yetişkinleri taklit edeceklerini bilerek, “taklit etmeye değer” yetişkinler olmaya ve hareketlerini telaşsız ve dikkatli bir şekilde bilinç getirmeye çalışırlar.
Kişinin evdeki günlük aktivitelerine dikkat çekmesi ve çocuklara oyun mutfağı, tahta oyun tabakları ve süpürge, faraş ve fırça gibi ev eşyalarının çocuk boyutunda versiyonlarını sağlamak, çocukların hayal güçlerinin tam anlamıyla zenginleşmesini sağlayacaktır. Böylelikle, çocuklarda günlük hayatın taklidi ve aynı zamanda gerçek hayat becerileri oluşmaya başlayacaktır.