Yaz ayları, sadece çocuklar için değil ebeveynler için de daha serbest ve yapılandırılmamış zamanı akıllara getirir. Programlarımızın değiştiği, pek çok farklı aktiviteyi yapmak için vaktimizin daha geniş olduğu bu özgür dönemden yuva düzenine geçiş ise heyecanla birlikte gerginliği de beraberinde getirebilir. Yuvaya dönüşe eşlik eden mevsim döngüsü, rutin ve ritimlerin değişimi, yeni dönemin gereksinimleri ve önümüzdeki eğitim yılının barındırdığı belirsizliklerin sizi ve çocuğunuzu endişelendirmesi aslında oldukça normaldir. Peki bu yeni deneyim ve değişimlerle dolu yuva dönemi başlarken, çocuğunuza ve kendinize iyi gelecek neler yapabilirsiniz?

Duygulara Yer Açmak

Erken çocukluk döneminde en önemli gereksinimlerin başında sosyal-duygusal ihtiyaçlar gelir. Çocuğunuzun önündeki belirsizlik ve değişimlerden kaynaklanan heyecan, gerginlik ya da endişe gibi duygularına yer açın. Buna kendi ilk yuva gününüzü düşünerek başlayabilirsiniz. Siz ilk gününüzde neler hissetmiştiniz? Korkmuş muydunuz, kaygılanmış mıydınız, heyecanlı mıydınız? Bu hislerinizi, onun tecrübesini anladığınızı ve paylaştığınızı gösteren iletişim kanalları kurmak için kullanabilirsiniz. Örneğin, yuvaya başlamanın onu biraz kaygılandırdığını düşündüğünüz çocuğunuz için “Biliyor musun, ben ilk yuvaya gittiğim gün her şey bana çok farklı gelmişti ve bu beni biraz korkutmuştu” gibi kısa ve net bir cümle ile onun duygusunu paylaşabilirsiniz. Çocuğunuzun deneyimlediği bu duygu değişimleri, daha önceden kendi kendine yapabildiği yemek yeme ya da öz bakım gibi becerilerinde sizden yardım istemesi ile de kendini gösterebilir. Bu, yaşadığı duyguyla başa çıkmada sizden ekstra temas talep etmesinin bir yoludur. Onun bu isteğini duyun ve destek olmaktan çekinmeyin, çocuğunuz ihtiyacı olan desteği karşılayıp heybesini doldurduğunda bu becerileri kendi karşılamaya geri dönecektir.

Duygulara yer açmanın başka bir yolu da oyunları ya da masalları kullanmaktır. Çocuğunuzun oyuncakları ile kuracağınız bir tavşan ailesinde küçük tavşanın heyecanlı bir şekilde yuvaya gidişini ve yuvada oynadığı oyunları canlandırabilir ya da bunu küçük bir masal şeklinde anlatabilirsiniz. Yuvaya başlama oyununu, çocuğunuzun ihtiyacı olduğunu düşünüyorsanız yuvaya başladıktan sonra da sürdürebilirsiniz. Bu durum yaşadığı kaygı ve stresi oyuna getirmesine ve kendi içinde işleyerek rahatlamasına yardımcı olacaktır. Burada küçük bir parantez açmak istiyorum. Bu uygulamalar sırasında çocuğunuzu soru üstüne soru sorarak ya da büyük cümleler kurarak hazırlamaktan kaçının. Henüz yuvaya başlamamış olan çocuğunuza “sen orada çok eğleneceksin, şöyle oyunlar oynayacaksın, ben bir gün gideceğim” gibi cümleler kurmak ya da çok detay vermek kimi çocuk için kaygı verici olabilirken kimisi için de yuva yaşantısında olumsuz duygulara yer olmadığı izlenimini yaratabilir. Bu sebeple çocuklarınızla kurduğunuz diyaloglarda genel bir çerçeveden konuşmalara yer verebilirsiniz.

Duyguları konuşurken madalyonun diğer yüzü de ebeveynler olarak sizin bu süreci nasıl yaşadığınızdır. Çünkü çocuklar, biz ne kadar sözel olarak ifade etmesek de yetişkinlerin duygularını hisseder ve üstlerine alırlar. Çocuğunuzun yuvaya başlaması sizde hangi duyguları uyandırıyor, neye dair korkularınız ya da heyecanlarınız var? Kendinizi kaygılı hissettiğiniz bir noktadaysanız, her zaman bu kaygınızı yakınlarınızla ya da yuvanızla paylaşarak destek alabilir ya da size iyi gelecek aktivitelere yönelebilirsiniz.

Yeni Rutinlere Geçerken Hazırlıkları Tamamlamak

Yuvanın başlayacağı gün yaklaşırken iki hafta öncesi gibi bir sürede hazırlıklarınızı tamamlamaya başlamak sizi hem anlık planlamaların getirebileceği zorluklardan kurtarır hem de belirsizliklere dair endişelerin azalmasına yardımcı olur.

Bu hazırlıklara yuvanın ilk haftası için basit bir yemek planlaması ile başlayabilirsiniz. İlk hafta için basit bir menü planlamak sizin de bu yoğun haftada daha rahat hissetmenize yardımcı olabilir. Yuva başlangıcı öncesinde de günlük yemek rutinini yuva programına göre planlamak yuva rutinine uyum sağlamayı kolaylaştırabilir.

Bir başka önemli hazırlık ise kıyafettir. Waldorf yuvalarında dış mekan kullanımı her mevsim büyük yer tutar. Tulum, bahçe ayakkabısı, yağmur botu gibi gereksinimlerin yanı sıra mont, yağmurluk, şapka gibi kışlık kıyafetleri de şimdiden temin edip hazırlamak sizi kısa bir zamanda planlama yapma ve organize olmanın zorluklarından kurtaracaktır.

Ritim ve rutinler hayatımızın her döneminde verdikleri güven hissiyle büyük önem taşır. Özellikle yuvanın başladığı ilk haftalarda rutinlerinizde büyük değişiklikler yapmamaya ve uyku ritminin sabit olmasına dikkat edin. Kimi çocuklar için yarım saat kısa olan bir gece uykusu bile günlük ritimlerini etkileyebilir.

Yuvaya dönüşün yarattığı en büyük heyecanlardan bir tanesi de arkadaşlarla bir araya gelmektir. Eğer imkanınız varsa, yuva arkadaşları ile yuvanın başlayacağı zaman öncesinde bir oyun zamanı planlayabilirsiniz. Bu oyun zamanı, sonrasında arkadaşlarını yuvada yeniden göreceği için ilk gün ile ilgili daha hevesli hissetmelerine yardımcı olur.

Hepimizi taptaze bir başlangıç bekliyor, bu sizin için alışıldık bir heyecan ya da yepyeni duygular yaratıyor olabilir. Kimi zaman yetişkinler olarak bizlerin kaygıları, çocuklarımızın yeni deneyimlere olan heyecanına gölge düşürebilir. Bu duygularınıza kucak açarken çocuğunuzun adapte olma kapasitesine ve ilerleme hızına güvenin. Erken çocukluk döneminde çocuklar eğitmenlerini model alarak adım adım yeni rutin ve ritimlerine yerleşecek ve kendi hızlarında anı yaşayacaklardır.

Biz MOMO ekibi olarak, bu yeni başlangıçta sizlere eşlik etmek ve destek olmak için sabırsızlanıyoruz. İhtiyacını hissettiğiniz her noktada iletişim çemberini güçlendirebilir ve duygularınızı paylaşabiliriz. Hepimiz için sağlıklı bir yıl olması dileklerimizle.

Kaynaklar:

  • “Prepearing Your Child Back to School”, The Waldorf School of Philadelphia

https://phillywaldorf.com/preparing-your-child-for-back-to-school/

  • “Back to School Waldorf Style”, Spring Garden Waldorf School

http://blog.sgws.org/back-to-school-waldorf-style/

  • “Oyun Oynama Sanatı”, Aletha Solter

Selin Ateş

MOMO Anaokulu Psikoloğu

– DİĞER DUYURULARIMIZ –