Bilişsel öğrenme becerisinin temellerini, çocukların erken yaşlardan itibaren özgürce hareket halinde olabilmeleri ve oyun oynayabilmelerine bağlayan bir çok teori vardır. Waldorf Pedagojisi de bu görüşü savunur. Waldorf yuvalarında hem mekansal tasarım hem de  günlük ritimler çocukların bolca farklı hareket deneyimleri yaşayabilecekleri ve oyun oynayabilecekleri şekilde düzenlenir ve planlanır.

Waldorf Pedagojisine göre çocuklar ilk 7 yıl, ilkokula başlamadan önce, tüm enerjilerini ve güçlerini bedenlerini ve organlarını şekillendirmek, geliştirmek için kullanırlar. Bu süreç sağlıklı bir şekilde ilerleyebilirse çocuklar öğrenme deneyimlerine, 7 yılın sonunda, hazır hale gelirler. Çocukları yuvada  serbest oyunun içinde gözlemlediğimizde, müdahale edilmediğinde ne kadar derin ve anlamlı hareketler yaptıklarını görebilirsiniz. Çocuklar yuva zamanlarında akıllarında ve kalplerinde imge halinde bir çok şey biriktirirler. İlkokulda ise bu biriktirdikleri imgeleri kağıda dökmeye başlarlar. Örneğin, bahçede koşarken eğik, düz, dairesel ya da kesişen hareketler oluştururlar. Rampadan kayarken, bir yere tırmanırken üç boyutlu hareketler oluşturmuş olurlar. İlkokulda da bu hareketleri kalemle kağıda çizerler ve harfler oluşturmaya başlar. Çocuklar dik bir çizgiyi ancak içlerinde dik ve doğru hareketi hissedebilirlerse çizebilirler. Bu hissin temeli ise hareket ederken oluşturulur. Aynı şekilde harfleri yapabilmek için yuvarlaklar çizmek gerekir. Çocuklar hareket sayesinde bedenleriyle daireler oluşturabilmişlerse bunu yazıya da çevirebilirler. Bu süreçte denge duyusu da çok önemlidir. Denge duyusu çocukların yazma, okuma ve problem çözme becerilerinde işlerine yarayacak olan merkez nokta tayin edebilme becerisine katkıda bulunur. Hareket ve oyun çocukların denge duyularının da gelişmesini sağlar. Çocuklar dünyayı önce içlerinde hazmetmelidir ki sonra dışarı bir şeyler sunabilsinler.

 

Son yıllarda yapılan araştırmalar da hareket etmenin ve öğrenme deneyiminin birbiriyle son derece alakalı olduğunu bize gösteriyor. Çocuklar, okul öncesi dönemde oynadıkları oyunlar sayesinde yürüme, koşma, atlama, zıplama gibi hareketler yaparak bedenlerini geliştirirken aynı zamanda ilkokul yıllarında ihtiyaç duyacakları bilişsel gelişime de bir temel oluştururlar. Yapılan beyin çalışmaları da bu görüşü destekleyen sonuçlar veriyor. Çalışmaların ortaya koyduğu ortak sonuç şu ki öğrenme deneyimi yaşarken aktive olan beyin bölgeleri hareket ederken de aktive oluyor. Yapılan beyin görüntüleme çalışmalarında çocukların okuma, yazma ve problem çözme görevlerini yerine getirirken aktive olan beyin bölgeleri belirleniyor. Daha sonra çocuklardan atlama, zıplama, top atma  gibi bazı hareketler yapmaları isteniyor ve yine aktive olan beyin bölgeleri belirleniyor. Çalışmaların sonucunda çocukların akademik çalışma yaparken ve hareket ederken aynı beyin bölgelerinin özellikle de beyincik olarak da adlandırılan cerebellum bölgesinin aktivasyonu ortaya çıkıyor. Cerebellum denge, yürüme, kasların birbirleriyle uyumlu çalışması gibi harekete ve dengeye dair işlevleri sağlarken aynı zamanda bilişsel öğrenmeden de sorumlu olan bir beyin bölgesidir. Bu sonuçlarla hareket ve öğrenme arasında bir ilişki olduğunu savunan bir çok teori de kanıtlanmış oluyor.

 

Aşağıdaki tabloda çocukların gelişimsel süreçlerinde ihtiyaç duydukları hareket ve duyu örnekleri ve bunları nasıl destekleyebileceğimize dair öneriler yer alıyor. Bu tabloda listelenenler, beceri ya da yetenekleri ölçen gelişimsel bir ölçek değildir. Bu listede çocukların bilişsel öğrenme kapasitelerini temsil eden, hareket ve oyun ile bağlantılı olan gelişimsel alanlardan bahsediliyor. Unutmamalıyız ki çocuklara hareket edebilecekleri ve oyun oynayabilecekleri alanlar sunmak bizim elimizde.

 

İhtiyaçlar Öğrenme Deneyimine Etkileri Önerilen Aktiviteler
1 Dokunma Duyusu

Çocukların kendilerini hissetmelerini ve algılamalarını ve kendileri üzerinden dış dünyayı tanımalarını sağlayan, dış dünya ile bir sınırlarının olduğunu öğreten ve bu sayede dünyayı keşfetmeye olanak veren güven duygusunu da pekiştiren bir duyudur.

Dokunma duyusu, ben duyusunun gelişiminde temeldir. Ben duyusu; ben varsa karşıda da bir “ben” in var olduğunun bilincinde olmaktır. Karşıdaki insanla da kendisiyle olduğu gibi ilgilenmek, onu anlamak ve  empati kurmak bu duyuyla alakalıdır. Öğrenme sürecinde de öğretmen, sınıf arkadaşları gibi başkaları ile iletişimde ve ilişkide olmak gerekir. Anlatılanları dinleyebilmek, dikkat verebilmek, bedeni bu deneyimler için sabit tutabilmek bu duyuların gelişimi ile alakalıdır. Sırta şekil çizme oyunu, yastık savaşı gibi oyunlar, yakalamaca, emekleyerek yakalamaca gibi temas içeren aktiviteler.
2 Yaşam Duyusu

Çocukların bedenlerinde kendilerini iyi hissedip hissetmediklerini sorgulamalarını, nelere ihtiyaç duyduklarını fark etmelerini sağlayan duyudur.

Yaşam duyusu düşünce duyusunun gelişiminde temeldir. Düşünce duyusu içsel resim oluşturabilmekle alakalıdır. Bir şeyi anlayabilmek için onu sadece duymak, görmek yetmez o şeye dair içsel bir resim oluşması gerekir. Ancak kendimizi iyi hissediyorsak yeni bir karşılaşmaya, bir resim oluşturmaya hazırızdır ve kişinin anlattığı bir şeyi ancak kendimizi iyi hissediyorsak anlayabiliriz. Öğrenme sürecinde de çocukların anlatılan şeylerin içinde kaybolmaması, önceden gerekli hazırlıkları yapmaları , derse hazır olabilmeleri beklenir. Resim yapmak, hamur, çamur, su gibi malzemelerle oynamak, doğada olmak, doğal malzemeleri eve taşımak.
3 Hareket Duyusu

Tüm hareketleri aynı zamanda durabilmeyi ve dinlenebilmeyi, çocukların etrafı gözeterek kendilerini konumlandırabilmelerini içinde barındıran duyudur.

Hareket duyusu konuşma duyusunun gelişiminde temeldir. Konuşma duyusu kendi ihtiyaçlarını ifade edebilmek, kelimelerle hayal gücünü kullanıp oynayabilmek, harflere ilgi duymak, sohbet esnasında karşı tarafı söz kesmeden dinleyebilmek, göz teması kurabilmek, jest ve mimik kullanabilmek, anlaşılır bir konuşmaya sahip olabilmek gibi öğrenme için gerekli olan unsurları içerir. Gün içinde yapılan tüm aktiviteler ve oyunlar.
4 Denge Duyusu

Dik durabilmenin sonucunda ortaya çıkan duyudur. Hareket duyusu ile çok ilişkilidir. Ruhen denge de olabilmek de fiziksel olarak dengede olabilmeyle paralel bir gelişim gösterir.

Denge duyusu işitme duyusunun gelişiminde temeldir. İşitme duyusu, etkili bir dinleme yapabilmek, sesleri ayırt edebilmek, sesin geldiği yönü fark edebilmek, ritim tutabilmek, mecazi düşünebilmek, sessizliği dinleyebilmek gibi öğrenme için gerekli olan unsurları içerir. İp atlamak, denge parkurları kurmak, ağır birşeyler taşımak, yerde yuvarlanmak, emeklemek.
5 Ritim ve Zamanlama

Günlük, haftalık, aylık ve yıllık ritimler, nefes al/nefes ver şeklinde planlanan akışlar.

Dinleyebilmek ve dikkat verebilmek, akıcı bir ifadeye sahip olabilmek ve akıcı bir okuma becerisi geliştirebilmek için ritimler önemlidir. Tüm ritmik aktiviteler. Ritimli şakılar söylemek, parmak oyunları, alkışlayarak şarkı söylemek, emeklemek, ip atlamak.
6 Yönlendirmeler

Problem çözmek ya da verilen görevleri yerine getirebilmek için yönlendirmeleri ve akışı takip edebilmek gerekir.

Hareket duyusunun gelişimi okuma ve yazma için gerekli olan yönlendirmeleri takip edebilmeyi sağlar. Örneğin, okuma yapabilmek için doğrusal bir göz takibi yapabilmek ve kelimelerin akışını takip edebilmek gerekir. Görev verilen oyunlar oyunlar oynamak örneğin şimdi robot oluyoruz ve topları topluyoruz gibi. Belirlenen, yönlendirmeler içeren aktiviteleri yapmak, bileklik, parmak örgüsü yapımı gibi.
7 Mekansal Yönelme

Harf ve sayıların önce içsel olarak oluşturulabilmesi, çocukların mekanda kendilerini konumlandırabilme ve bedenlerini mekana göre şekillendirebilme becerileriyle alakalıdır.

Harf ve sayıları oluşturan şekilleri ve formları fark edebilmek mekansal yönelme becerisi sayesinde olur. Top sektirme, karşılıklı top atma ve yakalama, ip atlama, takla atma, grup oyunları ve grup olarak sırayla yapılan aktiviteler.
8 Ardışıklık ve Sıralama

Günün akışının olduğunun , haftanın günlerinin, mevsimlerin bir sırası olduğunun farkında olabilmek. Eşyaları bir sıraya göre dizebilmek.

İmla ve heceleme öğrenimi, problem çözebilme ardışıklık ve sıralama becerisiyle alakalıdır. Boncuk dizmek, düğüm çözmek, taşlarla oynamak, emeklemek, ritimli şarkılar söylemek, parmak oyunları.
9 İnce Motor Kontrolü

El ve parmak kasları kullanılarak gerçekleştirilen hareketler.

Kalem ve boya tutmak, yazı yazabilmek, resim çizebilmek, yazılan metni takip edebilmek ince motor kontrolü becerisiyle alakalıdır. Makas kullanmak, parmak oyunları, çamurla ve hamurla oynamak, ahşap çalışmaları yapmak.
10 Taklit Edebilme

Çocukların gözlem yapabilmesi, model alabilmesi, kendi bedeninde ve hareketlerinde gözlemlediklerini gerçekleştirebilmesi.

Jest ve mimikleri, hareketleri, davranışları,tutumları, sesleri, konuşmaları, şekilleri, taklit edebilmek öğrenme süreçlerinin temelinde vardır. Çocukların gerçek hayatı deneyimledikleri tüm mış gibi oyunlar. Konuşmanın minimumda olduğu taklide dayalı hareketin maksimumda olduğu tim aktiviteler.

Püren Kurtşan

MOMO ANAOKULU PSİKOLOĞU

– DİĞER YAZILARIMIZ –